16 Mayıs 2010 Pazar

HANİF DİNİ

Hz. İbrahim’in Hanif Dini’nde Birleşmeye DAVET !

Günümüzde içinde bulunulan durum:

Dünya düşman fırkalara ayrılmıştır!


Halbuki; Allahû Tealâ’nın verdiği emir son derece nettir: Dînde fırkalara ayrılmayın!
Dünyamızın bugün içinde bulunduğu durum açıkça bir hercümerc ortamını ifade etmektedir. Bu hercümerc ortamı insanların dînde fırkalara ayrılmalarından kaynaklanmaktadır. İnsanların dînde fırkalara ayrılmalarına sebep olan ise şeytandır. Şeytanın bundan muradı her fırkadaki grubun, kendisinin dışındaki bütün gruplara düşman olmasını sağlamaktır. İnsanlık tarihi boyunca, iblisin en çok üzerinde durduğu ve başarı kazandığı konu düşmanlıktır.
Yapılan bir araştırmada dünya üzerinde 72 inanç türü tespit edilmiştir. Şu anda her dînin mensubu kendi dîninin en doğru olduğunu, diğerlerinin yanlış yolda olduğunu düşünmektedir. Hattâ, her dînin içinde bile bir grup insan, kendi dîninin dışındaki diğer dînlerin mensuplarını kendisine düşman saymaktadır ve bu düşmanlığı körüklemekle meşguldür. Her dînin içinde bu tarz insanlar ne yazık ki vardır. Bir kısmı da sadece düşüncede kalmayıp bunu aksiyona taşımak suretiyle terörist davranışlarda bulunarak masum insanların kanlarını dökmektedirler.
Hanif Dîninden Başka Bir Dîn Yoktur!
Günümüzde hanif dîninin gereği olan dostluğun ve yardımlaşmanın, kısaca saadetin yaşanması gerekirken; düşmanlıkların ön plana çıkarak dünya barışını tehdit eder hale gelmesi, Allah’ın insanlar için vazettiği hanif dîninin yaşanmadığını göstermektedir.
Bütün insanları yaratan, hepsine akıl veren Allah, bütün akılları tatmin edecek hukuku da belirler. İnsan haklarına riayetin en güzeli Rabb’imizin hudutlarına herkesin uymasıdır.
Allahû Tealâ, bütün insanları Allah’ın katındaki tek dîn olan hanif dîninin gereklerini yaşayabilecek olan özellikte yaratmıştır. Dîni yaratan da Allahû Tealâ, insanı yaratan da Allahû Tealâ ’dır.

30/RUM-30: Fe ekim vecheke lid dîni hanîfâ(hanîfen), fıtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ, lâ tebdîle li halkıllâh(halkıllâhi), zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne).
Öyleyse vechini hanif olarak dîne (dînin kayyum olmasına) ikame et (kıyamda tut). Allah’ın o fıtratıyla ki, (Allah) bütün insanları (hanif) fıtratı ile yarattı. Allah’ın yaratmasında (ne dînde ne de hanif fıtratında) değişiklik olmaz. İşte bu kayyum olan (ezelden ebede kadar kıyamda kalacak, devam edecek) dîndir. Ve lâkin insanların çoğu bilmezler.

Allahû Tealâ’nın verdiği emir son derece nettir:
“Hz. İbrahim’in hanif dînini yaşayın. Dînde fırkalara ayrılmayın!”

42/ŞURA-13: Şerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
Dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiğimiz (farz kıldığımız) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi sana da vahyederek, size de şeriat kıldık. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine hidayet eder (ulaştırır).

6/EN’AM-161: Kul innenî hedânî rabbî ilâ sırâtın mustekîm(mustekîmin) dînen kıyamen millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen), ve mâ kâne minel muşrikîn(muşrikîne).
“Muhakkak ki; Rabbim, beni hanif olarak Sıratı Mustakîm’e, kıyâmete kadar ayakta kalacak olan Hz. İbrâhîm’in milletinin dînine hidayet etti.” de. Ve o, müşriklerden olmadı.

34/SEBE-20: Ve lekad saddaka aleyhim iblîsu zannehu fettebeûhu illâ ferîkan minel mu'minîn(mu'minîne).
Şeytan, insanlar üzerindeki vaadini yerine getirdi. Mü'minlerden ibaret bir tek fırka hariç hepsi, iblise tâbî oldular.

Evet; Sadece Hz. İbrâhîm’in HANİF DÎNİ vardır!



Medeniyetler ittifakı ve Dünya barışı için tek çözüm:
HANİF DÎNİNDE BİRLEŞMEK..


İslâm diye hanif dîninden ayrı bir dîn yoktur!
Hıristiyanlık diye hanif dîninden ayrı bir dîn yoktur!
Musevilik diye hanif dîninden ayrı bir dîn yoktur.

Bunun dışındaki hiçbir fırkanın da, hanif dîninden ayrı bir dîni olamaz. Kısaca; dînler yoktur, sadece bir tek din vardır. O din, Hz. İbrâhîm (A.S)’in hanif dînidir. O din; Hz. Âdem (A.S)’in, Nuh (A.S)’ın, Hz. Musa (A.S)’ın, Hz. İsa (A.S)’ın dînidir. O din, Hz. Muhammed (S.A.V)’in dînidir. O dîn bugün de bütün insanlığın dînidir.

Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’ân-ı Kerim’de, Hz Musa AS ve ona tabi olanlarin, Hz İsa AS ve ona tabi olan havarilerin ve Hz Muhammed SAV efendimiz ve ona tabi olan sahabenin yaşadığı 7 safha ve 4 teslimden oluşan hanif dini emir olunmaktadır.
Bu din üç esası ihtiva eder:

1. Tek Allah’a inanmak (vahdet),
2. Allah’a ulaşmayı dileyenlerin oluşturduğu tek bir cemaat meydana getirmek (tevhid)
3. Ruhu, fizik vücudu, nefsi ve iradeyi Allah’a teslim etmek.

Öyle ise, bütün dînlerin birleşmesi Allah’ın emridir ve şarttır. Hanif dîninin emrettiği sulh ve sükûn dizaynı içerisinde, Allah’ın dostları olarak bir olmak, beraber olmak, birbirimize kucak açmak, geleceği birlikte kucaklamak şiarımız olmalıdır! Hepimiz barışın, dostluğun ve sevginin temsilcileri olmalıyız…


İNCİL’DEKİ AYETLERDE DİNİN 7 SAFHASI
FARZ KILINMIŞTIR

1. Safha: Allah’a Ulaşmayı Dilemek
Matta 7:7,8 "Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana açılır.

Matta 13:15,16 Çünkü bu halkın yüreği duygusuzlaştı, Kulakları ağırlaştı. Gözlerini kapadılar. Öyle ki, gözleri görmesin, Kulakları duymasın, yürekleri anlamasın Ve bana dönmesinler. Dönselerdi, onları iyileştirirdim.' "Ama ne mutlu size ki, gözleriniz görüyor, kulaklarınız işitiyor!
İş 22:27 Sen O'na dua edeceksin, ve O seni duyacak, ve yeminlerini yerine getireceksin.
İş 22:30 O suçsuz olmayanı bile ulaştırır, o kişi ki, senin temiz ellerinin aracılığı ile ulaşır."


2. Safha: Mürşide Tabi Olmak

Matta 3:1-3 O günlerde Vaftizci Yahya Yahudiye Çölü'nde ortaya çıktı. Şu çağrıyı yapıyordu: "Tövbe edin! Göklerin Egemenliği yaklaşmıştır." Nitekim Peygamber Yeşaya aracılığıyla sözü edilen kişi Yahya'dır. Yeşaya şöyle demişti: "Çölde haykıran, 'Rab'bin yolunu hazırlayın, Geçeceği patikaları düzleyin' diye sesleniyor."
Matta 3:5,6 Yeruşalim, bütün Yahudiye ve Şeria yöresinin halkı ona geliyor, günahlarını itiraf ediyor, onun tarafından Şeria Irmağı'nda vaftiz ediliyordu.
Matta 3:11 Gerçi ben sizi tövbe için suyla vaftiz ediyorum, ama benden sonra gelen benden daha güçlüdür. Ben O'nun çarıklarını çıkarmaya bile layık değilim. O sizi Kutsal Ruh'la ve ateşle vaftiz edecek.
Matta 3:13-16 Bu sırada İsa, Yahya tarafından vaftiz edilmek üzere Celile'den Şeria Irmağı'na, Yahya'nın yanına geldi. Ne var ki Yahya, "Benim senin tarafından vaftiz edilmem gerekirken sen mi bana geliyorsun?" diyerek O'na engel olmak istedi. İsa ona şu karşılığı verdi: "Şimdilik buna razı ol! Çünkü Bi-Hakkın olanı yerine getirmek bize bunu gerektirir." O zaman Yahya O'nun dediğine razı oldu.
Korintoslulara 1. Mektup 12:13 İster Yahudi ister Yunanlı, ister köle ister özgür olalım, hepimiz bir beden olmak üzere aynı Ruh'ta vaftiz edildik ve hepimizin aynı Ruh'tan içirildi.
Elçilerin İşleri 9:17 Bunun üzerine Hananya gitti, eve girdi ve ellerini Saul'un üzerine koydu. "Saul kardeş" dedi, "Sen buraya gelirken yolda sana görünen Rab, yani İsa, gözlerin açılsın ve Kutsal Ruh'la dolasın diye beni yolladı."


3. Safha: Ruhun Allah’a Teslimi

Elçilerin İşleri 3:19,20 Öyleyse, günahlarınızın silinmesi için tövbe edin ve Tanrı'ya dönün. Öyle ki, Rab size yenilenme fırsatları versin ve sizin için önceden belirlenen Mesih'i, yani İsa'yı göndersin.
Luka 1:15-16 O, Rab'bin gözünde büyük olacak. Hiç şarap ve içki içmeyecek; daha annesinin rahmindeyken Kutsal Ruh'la dolacak. İsrail oğullarından birçoğunu, Tanrıları olan Rab'be döndürecek.
Korintoslulara 1. Mektup 6:11 Bazılarınız böyleydiniz; ama yıkandınız, kutsal kılındınız, Rab İsa Mesih adıyla ve Tanrımız'ın Ruhu aracılığıyla aklandınız.
Yuhanna 3:13 Gökten inmiş olan İnsanoğlu'ndan başka hiç kimse göğe çıkmamıştır.


4. Safha: Fizik Vücudun Teslimi

Korintoslulara 1. Mektup 6:19, 20 Bedeninizin, Tanrı'dan aldığınız ve içinizdeki Kutsal Ruh'un tapınağı olduğunu bilmiyor musunuz? Kendinize ait değilsiniz. Bir bedel karşılığı satın alındınız; onun için Tanrı'yı bedeninizde yüceltin.
Yuhanna 3:4, 5 Nikodim, "Yaşlanmış bir adam nasıl doğabilir? Annesinin rahmine ikinci kez girip doğabilir mi?" diye sordu. İsa şöyle yanıt verdi: "Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse sudan ve Ruh'tan doğmadıkça Tanrı'nın Egemenliği'ne giremez.
Matta 6:14 "Başkalarının suçlarını bağışlarsanız, gökteki Babanız da sizin suçlarınızı bağışlar.
Matta 6:24-25 "Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı'ya, hem de paraya kulluk edemezsiniz." "Bu nedenle size şunu söylüyorum: 'Ne yiyip ne içeceğiz?' diye canınız için, 'Ne giyeceğiz?' diye bedeniniz için kaygılanmayın. Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemli değil mi?
Luka 12:23 Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemlidir.


5. Safha: Nefsi Allah’a Teslim Etmek

Galatyalılar 6:14 Bana gelince, Rabbimiz İsa Mesih'in çarmıhından başka bir şeyle asla övünmem. O'nun çarmıhı aracılığıyla dünya benim için ölüdür, ben de dünya için.
Romalılar 6:18 Günahtan özgür kılınarak salahın köleleri oldunuz.


6. Safha: İrşada Ulaşmak

Matta 5:5 Ne mutlu yumuşak huylu olanlara! Çünkü onlar yeryüzünü miras alacaklar.
Markos 12:29-33 İsa şöyle karşılık verdi: "En önemlisi şudur: 'Dinle, ey İsrail! Tanrımız Rab tek Rab'dir. Tanrın Rab'bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün aklınla ve bütün gücünle seveceksin.' İkincisi de şudur: 'Komşunu kendin gibi seveceksin.' Bunlardan daha büyük buyruk yoktur." Din bilgini İsa'ya, "İyi söyledin, öğretmenim" dedi. Tanrı tektir ve O'ndan başkası yoktur' demekle doğruyu söyledin. İnsanın Tanrı'yı bütün yüreğiyle, bütün anlayışıyla ve bütün gücüyle sevmesi, komşusunu da kendi gibi sevmesi, bütün yakmalık sunulardan* ve kurbanlardan daha önemlidir."


7. Safha: İradeyi Allah’a Teslim Etmek

Matta 5:8 Ne mutlu yüreği temiz olanlara! Çünkü onlar Allah'ı görecekler.
Matta 5:9 Ne mutlu sulh edicilere! Çünkü onlara Allah oğulları denecek.
Luka 6:27-29 Ama beni dinleyen sizlere şunu söylüyorum: düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik yapın, size lanet edenler için iyilik dileyin, size hakaret edenler için dua edin. Bir yanağınıza tokat atana öbür yanağınızı da çevirin. Abanızı alandan mintanınızı da esirgemeyin.
Matta 22:39 İlkine benzeyen ikinci buyruk da şudur: `Komşunu kendin gibi sev.'



KURAN’DAKİ AYETLERDE
DİNİN 7 SAFHASININ YAŞANDIĞI KESİNLİKLE YER ALMIŞTIR


1. SAFHA: Allah’a Ulaşmayı Dilemek

39/ZUMER-17: Vellezînectenebût tâgûte en ya'budûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul buşrâ,fe beşşir ıbâd(ıbâdi). Onlar ki; taguta (insan ve cin şeytanlara) kul olmaktan içtinab ettiler (kaçındılar, kendilerini kurtardılar) çünkü Allah'a yöneldiler (Allah'a ulaşmayı dilediler). Onlara müjdeler vardır. Öyleyse kullarımı müjdele!

2. SAFHA: Mürşide Tâbî Olmak

4/NİSA-64: Ve mâ erselnâ min resûlin illâ li yutâa bi iznillâh(iznillâhi), ve lev ennehum iz zalemû enfusehum câûke festagferûllâhe vestagfere lehumur resûlu le vecedûllâhe tevvâben rahîmâ(rahîmen).
Biz, resûlleri ancak Allah’ın izniyle, kendilerine itaat edilsin diye göndeririz. Onlar, nefslerine zulmettikleri zaman eğer sana gelselerdi ve Allah’tan mağfiret dileselerdi, Resûl de onlar için mağfiret dileseydi; Allah’ı tövbeleri (her iki tarafın mağfiretini, tövbesini) kabul eden ve rahmet gönderici olarak bulurlardı.

48/FETİH-10: İnnellezîne yubâyiûneke innemâ yubâyiûnallâh (yubâyiûnallâhe), yedullâhi fevka eydîhim, fe men nekese fe innemâ yenkusu alâ nefsih(nefsihi), ve men evfâ bi mâ âhede aleyhullâhe fe se yu’tîhi ecren azîmâ(azîmen).
Muhakkak ki onlar, sana biat ettikleri zaman Allah’a biat etmiş oldular. Onların ellerinin üzerinde (Allah senin bütün vücudunda tecelli ettiği için ellerinde de tecelli etmiş olduğundan) Allah’ın eli vardı. Kim (derecesini nâkısa) düşürürse, muhakkak ki o, nefsi sebebiyle (Allah’a verdiği yeminleri, ahdleri yerine getirmediği için) derecesini nâkısa düşürmüştür. Kim de Allah’a olan ahdini yerine getirirse (ruhunu, vechini, nefsini ve iradesini Allah’a teslim ederse), ona en büyük mükâfat (ecir) verilecektir (cennet saadetine ve dünya saadetine erdirilecektir).

60/MUMTEHİNE-12: Yâ eyyuhen nebiyyu izâ câekel mu'minâtu yubâyi'neke alâ en lâ yuşrikne billâhi şey'en ve lâ yesrikne ve lâ yeznîne ve lâ yaktulne evlâdehunne ve lâ ye'tîne bi buhtânin yefterînehu beyne eydîhinne ve erculihinne ve lâ ya'sîneke fî ma'rûfin fe bâyı'hunne vestagfirlehunnallâh(vestagfirlehunnallâhe) innallâhe gafûrun rahîm (rahîmun).
Ey Peygamber! Sana biat etmek üzere mü'min kadınlar geldiğinde, onlardan Allah'a hiçbir şeyle ortak (şirk) koşmamak, hırsızlık etmemek, zinada bulunmamak, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek ve ma’rufla (kendilerine emrettiğim şeylerde) sana asi olmamak üzere (söz verdikleri vakit) onların biatlerini kabul et. Ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Muhakkak ki; Allah, mağfiret edici (günahları sevaba çevirici) ve rahmet sahibidir.

3. SAFHA: Ruhun Teslimi

39/ZUMER-18: Ellezîne yestemiûnel kavle fe yettebiûne ahseneh (ahsenehu), ulâikellezîne hedâhumullâhu ve ulâike hum ulûl elbâb (elbâbi).
Onlar (sahâbe), sözleri işitirler ve onların (sözlerin) ahsen olanına (Peygamber Efendimiz (S.A.V) tarafından söylenilenine) tâbî olurlar. İşte onlar, hidayete erenlerdir (ruhlarını ölmeden evvel Allah’a ulaştıranlardır). Ve onlar, ulûl’elbabtır (daimî zikrin sahipleridir, nefslerini Allah’a teslim edenlerdir).

3/AL-İ İMRAN-20: Fe in hâccûke fe kul eslemtu vechiye lillâhi ve menittebean (menittebeani), ve kul lillezîne ûtûl kitâbe vel ummiyyîne e eslemtum, fe in eslemû fe kadihtedev, ve in tevellev fe innemâ aleykel belâg (belâgu), vallâhu basîrun bil ibâd (ibâdi).
Eğer seninle tartışmaya kalkarlarsa, o zaman de ki: “Ben ve bana tâbî olanlar vechimizi (fizik vücudumuzu) Allah’a teslim ettik.” O kitap verilenlere ve ÜMMÎ’lere de ki: “Siz de (fizik vücudunuzu Allah’a) teslim ettiniz mi?” Eğer teslim ettilerse o zaman (onlar) andolsun ki; hidayete ermişlerdir. Eğer yüz çevirirlerse, o zaman sana düşen (görev) ancak tebliğdir. Allah kullarını BASÎR’dir (görendir).

4. SAFHA: Fizik Vücudun Teslimi

3/AL-İ İMRAN-20: Fe in hâccûke fe kul eslemtu vechiye lillâhi ve menittebean (menittebeani), ve kul lillezîne ûtûl kitâbe vel ummiyyîne e eslemtum, fe in eslemû fe kadihtedev, ve in tevellev fe innemâ aleykel belâg (belâgu), vallâhu basîrun bil ibâd (ibâdi).
Eğer seninle tartışmaya kalkarlarsa, o zaman de ki: “Ben ve bana tâbî olanlar vechimizi (fizik vücudumuzu) Allah’a teslim ettik.” O kitap verilenlere ve ÜMMÎ’lere de ki: “Siz de (fizik vücudunuzu Allah’a) teslim ettiniz mi?” Eğer teslim ettilerse o zaman (onlar) andolsun ki; hidayete ermişlerdir. Eğer yüz çevirirlerse, o zaman sana düşen (görev) ancak tebliğdir. Allah kullarını BASÎR’dir (görendir).

5. SAFHA: Nefsin Teslimi

3/AL-İ İMRAN-190-191: İnne fî halkıs semâvâti vel ardı vahtilâfil leyli ven nehâri le âyâtin li ulîl elbâb(ulîl elbâbı). Ellezîne yezkurûnallâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbihim ve yetefekkerûne fî halkıs semâvâti vel ard(ardı), rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtılâ(bâtılan), subhâneke fekınâ azâben nâr(nârı).
Hiç şüphesiz; göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, elbette ulûl’elbab için nice deliller vardır. O (Ulûl’elbab) ki; (lübblerin, Allah’ın sır hazinelerinin sahipleri), onlar ayakta iken, otururken ve yan üstü yatarken (hep) Allah’ı zikrederler. Göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler. (Ve derler ki): “Ey Rabbimiz! Sen, bunları bâtıl olarak (boşuna) yaratmadın. Seni tesbih (tenzih) ederiz. Bizi, ateşin azabından koru.”

6. SAFHA: İrşada Ulaşmak

2/BAKARA-139: Kul e tuhâccûnenâ fîllâhi ve huve rabbunâ ve rabbukum, ve lenâ â'mâlunâ ve lekum a'mâlukum ve nahnu lehu muhlisûn(muhlisûne).
De ki: "Allah hakkında bizimle mücâdele mi ediyorsunuz? O, bizim de Rabbimizdir, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz de size aittir. Ve biz, onun için ihlâs sahibi (MUHLİS) (kul)larız.

49/HUCURAT-7: Va’lemû enne fîkum resûlallâh(resûlallâhi), lev yutîukum fî kesîrin minel emri le anittum ve lâkinnallâhe habbebe ileykumul îmâne ve zeyyenehu fî kulûbikum, ve kerrehe ileykumul kufre vel fusûka vel isyân(isyâne), ulâike humur râşidûn(râşidûne).
Bilin ki, içinizde Allah’ın resûlü var. Şâyet emirlerin çoğunda size uysaydı lânetlenirdiniz. Fakat Allah, size îmânı sevdirdi, kalplerinizde onu (îmânı) müzeyyen kıldı (fazılları îmân kelimesinin etrafında toplayarak kalbinizi tamamen nurla doldurdu). Size; küfrü, fıskı ve isyanı kerih gösterdi. İşte onlar, irşada ulaşanlardır.

7. SAFHA: İradenin Teslimi- İrşad Makamına Tayin

3/AL-İ İMRAN-104: Veltekun minkum ummetun yed’ûne ilel hayri ve ye’murûne bil ma’rûfi ve yenhevne anil munker(munkeri), ve ulâike humul muflihûn(muflihûne).
Sizden, (insanları) hayra çağıran, ma’ruf (irfan) ile emreden, kötülüklerden alıkoyan (nefslerindeki kötü afetlerden kurtulmalarına yardım eden) bir ümmet (mürşidler) oluşsun. İşte onlar, MUFLİHUN (felâha erenler)un ta kendileridir.

3/AL-İ İMRAN-110: Kuntum hayra ummetin uhricet lin nâsi te’murûne bil ma’rûfi ve tenhevne anil munkeri ve tu’minûne billâh(billâhi), ve lev âmene ehlul kitâbi le kâne hayran lehum, minhumul mu’minûne ve ekseruhumul fâsikûn(fâsikûne).
Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmet oldunuz. Ma’ruf ile emreder, münkerden (kötülükten) alıkoyarsınız (nefslerindeki kötü afetlerden kurtulmalarına yardım edersiniz). Allah’a îmân edersiniz. Eğer kitap ehli de îmân etmiş olsaydı kendileri için elbette hayırlı olurdu. Onlardan mü’min olanlar da var ama onların çoğu fasıklardır.

9/TEVBE-100: Ves sâbikûnel evvelûne minel muhâcirîne vel ensâri vellezînettebeûhum bi ıhsânin radıyallâhu anhum ve radû anhu ve eadde lehum cennâtin tecrî tahtehel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), zâlikel fevzul azîm(azîmu).
O sabikûn-el evvelîn (evvelki hayırlarda yarışanlardan ulûl’elbab, ihlâs ve salâh makamlarını, en üst üç makamı işgal edenler): onların bir kısmı muhacirînden (Mekke’den Medine’ye göç edenlerden) bir kısmı ensardan (Medine’deki yardımcılardan) ve bir kısmı da onlara (ensar ve muhacirîne) ihsanla tâbî olanlardandı. (Sahâbe irşad makamına sahip oldukları için onlara tâbî olundu). Allah, onlardan razı ve onlar da O’ndan (Allah’tan) razıdır. Onlara Allah, altlarından ırmaklar akan cennetler hazırladı ve orada ebediyyen kalacaklardır. İşte bu, en büyük (azîm) mükâfattır.

12/YUSUF-108: Kul hâzihî sebîlî ed’û ilallâhi alâ basîretin ene ve menittebeanî, ve subhânallâhi ve mâ ene minel muşrikîn(muşrikîne).
De ki: “Benim ve bana tâbî olanların, basiret üzere (kalp gözüyle basar ederek, Allah’ı görerek) Allah’a davet ettiğimiz yol, işte bu yoldur. Allah’ı tenzih ederim. Ve ben, müşriklerden değilim.”



TEVRAT’DAKİ AYETLERDE DİNİN 7 SAFHASI
FARZ KILINMIŞTIR


1. Safha: Allah’a Ulaşmayi Dilemek

Samuel 7:3,4 Samuel İsrail halkına şöyle dedi: "Eğer bütün yüreğinizle RAB'be dönmeye niyetliyseniz, yabancı ilahları ve Tanrıça Aştoret'in putlarını aranızdan kaldırın. Kendinizi RAB'be adayıp yalnız O'na kulluk edin. RAB de sizi Filistliler'in elinden kurtaracaktır." Bunun üzerine İsrailliler Baal'ın ve Aştoret'in putlarını atıp yalnızca RAB'be kulluk etmeye başladılar
2. Krallar 23:25 Ne ondan önce, ne de sonra onun gibi candan ve yürekten var gücüyle RAB'be yönelen ve Musa'nın yasasına uyan bir kral çıktı.
2. Tarihler 7:14 adımla çağrılan halkım alçakgönüllülüğü takınır, bana dua eder ve benim zatimi ararsa,ve de kötü yollarından dönerse, gökten onları duyacağım, günahlarını bağışlayıp ülkelerini sağlığa kavuşturacağım.

2. Safha: Mürşide Tabi Olmak

Sayılar 11:17, 29 Ben inip seninle orada konuşacağım. Senin üzerindeki Ruh'tan alıp onlara vereceğim. Halkın yükünü tek başına taşımaman için sana yardım edecekler. Ama Musa, "Sen benim adıma mı kıskanıyorsun?" diye yanıtladı, "Keşke RAB'bin bütün halkı peygamber olsa da RAB üzerlerine Ruhu'nu gönderse!"
Tesniye 30:16 Bugün size Tanrınız RAB'bi sevmeyi, yollarında yürümeyi, buyruklarına, kurallarına, ilkelerine uymayı buyuruyorum. Öyle ki, yaşayasınız, çoğalasınız ve mülk edinmek için gideceğiniz ülkede Tanrınız RAB tarafından kutsanasınız.
Mezmurlar 5:11 Sevinsin sana sığınan herkes, Sevinç çığlıkları atsın sürekli, Kanat ger üzerlerine; Sevinçle coşsun adını sevenler sende.

3. Safha: Ruhun Allah’a Teslimi

Mezmurlar 2:12 Oğulu öpün ki öfkelenmesin, Yoksa izlediğiniz yolda mahvolursunuz. Çünkü öfkesi bir anda alevleniverir. Ne mutlu O'na sığınanlara!
Mezmurlar 18:30 Tanrı'nın yolu kusursuzdur, RAB'bin sözü arıdır. O kendisine sığınan herkesin kalkanıdır.
Nahum 1:7 RAB iyidir, Sığınaktır sıkıntı anında. Korur kendisine sığınanları.

4. Safha: Fizik vücudun Teslimi

Tesniye 5:20,21 "'Komşuna karşı yalan yere tanıklık etmeyeceksin. "'Komşunun karısına kötü gözle bakmayacaksın. Komşunun evine, tarlasına, erkek ve kadın kölesine, öküzüne, eşeğine, hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin.'
Tesniye 6:5 5Tanrınız Yahve'yi bütün yüreğinizle, bütün canınızla, bütün gücünüzle seveceksiniz. 6Bugün size verdiğim bu buyrukları aklınızda tutun. 7Onları çocuklarınıza benimsetin. Evinizde otururken, yolda yürürken, yatarken, kalkarken onlardan söz edin.

5. Safha: Nefsi Allah’a Teslim Etmek

Mezmurlar 51:10 Ey Tanrı, temiz bir yürek yarat, Yeniden kararlı bir ruh var et içimde.
Yeremya 4:14 Ey Yeruşalim, yüreğini kötülükten arındır ki, Kurtulasın. Ne zamana dek yüreğinde kötü düşünceler barındıracaksın?

6. Safha: İrşada Ulaşmak

Yeremya 32:38-40 Onlar benim halkım olacak, ben de onların Tanrısı olacağım. Tek bir yürek, tek bir yaşam tarzı vereceğim onlara; gerek kendilerinin gerekse çocuklarının iyiliği için benden hep korksunlar. Onlarla kalıcı bir antlaşma yapacağım: Onlara iyilik etmekten vazgeçmeyecek, benden hiç ayrılmasınlar diye yüreklerine Tanrı korkusu salacağım.
Yeremya 33:6-9 "'Yine de bu kenti iyileştirip sağlığa kavuşturacağım. Halkına şifa verecek, bol esenlik, güvenlik içinde yaşamalarını sağlayacağım. Onları bana karşı işledikleri bütün günahlardan arındıracak, bana karşı işledikleri günahları da isyanlarını da bağışlayacağım. Dünyadaki bütün ulusların önünde bu kent benim için sevinç, övgü ve onur kaynağı olacak. Bu uluslar Yeruşalim halkına yaptığım iyilikleri, sağladığım gönenci duyunca, korkuya kapılıp titreyecekler.'

7. Safha: İradeyi Allah’a Teslim Etmek

Tesniye 18:15,18,19 Tanrınız RAB size aranızdan, kendi kardeşlerinizden benim gibi bir peygamber çıkaracak. Onu dinleyin. 'Onlara kardeşleri arasından senin gibi bir peygamber çıkaracağım. Sözlerimi onun ağzından işiteceksiniz. Kendisine buyurduklarımın tümünü onlara bildirecek. Adıma konuşan peygamberin ilettiği sözleri dinlemeyeni Ben cezalandıracağım.
Danıel 12:3 Bilgeler gökkubbe gibi, birçoklarını doğruluğa döndürenler yıldızlar gibi sonsuza dek parlayacaklar.
Samuel 9:9 (Eskiden İsrail'de biri Tanrı'ya bir şey sormak istediğinde, "Haydi, biliciye gidelim" derdi. Çünkü bugün peygamber denilene o zaman bilici denirdi.)
Samuel 9:18,19 Saul kent kapısında duran Samuel'e yaklaştı. "Bilicinin evi nerede, lütfen söyler misin?" dedi. Samuel, "Bilici benim" diye yanıtladı, "Önümden tapınma yerine çıkın. Bugün benimle birlikte yemek yiyeceksiniz. Yarın sabah düşündüğün her şeyi sana bildirip seni geri gönderirim


ALLAH RAZI OLSUN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder