24 Nisan 2010 Cumartesi

Mutluluk Sizinde Hakkınız

MUTLULUK SİZİNDE HAKKINIZ. (Tolga Yıldıran)
Sevgili kardeşlerimiz yine bir sohbetimizde sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyor hepinize mutluluklar diliyorum İnsan şu kâinatın bir kopyasıdır. Hepiniz tek başına küçük bir kâinatsınız. Kâinatın bütünü sizde Allah dostlarının ifadesiyle insanı kâinatın fihristi olarak tarif ediyorlar sevgili kardeşlerim bütün bunlar acaba boşuna mı? Hayır. Hiçbir zaman boşuna değildir. Kâinatın küçük kopyası olan en şerefli mahlûk olarak yaratılan sizler boşuna yaratılmadınız. Kıyame suresinin 36 Ayeti kerimesinde Allahû Tealâ söyle söylüyor “İnsan başıboş (sorumsuz) bırakılacağını mı zannediyor? Diyor. İnsan başıboş değildir insan kendisinin boşuna mı yaratıldığını zannediyor? Hayır, boşuna yaratılmadınız. O zaman kendi kendinize şu suali sorun “boşuna yaratılmadıysam benim buradaki vazifem nedir. Görevim nedir?” Öyleyse noktayı koyalım. Allah sizden bir tek şey istiyor. Sadece mutlu olmanız. Evet, gerçekten Allah’ın en şerefli mahlûku olan siz insanlardan, sadece bir tek şey istiyor. sadece ama sadece mutlu olmanız. Bu dünyada da cenneti yaşamanız ahirette de cennetin en zirve noktalarında sonsuz bir hayatı yaşamanızdan başka istediği hiçbir şey yok. Allahû Tealâ insanın elindeki hiçbir şeye ihtiyacı da yok. Kâinatın bütününü yaratan Allahû Tealâ en üst noktada yarattığı sizlerle diğer mahlûkat arasında bir köprü vazifesi ile sizi vazifeli kılmış, her şey sizin için yaratmıştır. Bakara suresinin 29. ayeti kerimesinde şöyle söylüyor. “O (Allah) ki, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yarattı.”ve Casiye suresinin 13. ayetinde ise “Ve göklerde ve yerde olanların hepsini kendinden (bir lütuf olarak) size musahhar (emre amade) kıldı. Muhakkak ki bunda, tefekkür eden bir kavim için mutlaka ayetler (ibretler) vardır.”

Görüyor musunuz Allah sizi ne kadar çok seviyor. Her şeyi sizin emrinize vermiş. İnsanlar söyle diyebilirler rabbim eğer beni sevseydin beni söyle yaratırdın bana şunları verirdin diye birçok istekleri olur. Ama Allah da diyor ki “ey kulum seni o kadar çok seviyorum ki ne varsa hepsini senin için yarattım”Bütün yaratılanların hepsi sizler için hepiniz içindir. Sizler ise Allah içinsiniz ama sizin dışınızda her şeyde sizin içindir. Ve bir tek gaye ile yaratıldınız. Sadece mutlu olmanız içindir.

Evvela sizi anlatan rabbim tek vücuttan ibret olmadığınızı, en şerefli mahluk olarak yaratıldığınızı, Allahû Tealâ insanı 3 vücutla yaratığını ve sizi sultan kılan, alemlere en üst seviyede en üstün varlık kılan olay nedir? O yaratılan ne fizik bedenimizdir nede 19 hastalıkla yaratılan nefsinizdir o size Allahtan üfürülen ruhtur. Ne meleklerde ne cinlerde nede hiçbir mahlûkta olmayan sadece insana üfürülen ruh sebebiyle insan yeryüzünün halifesi olmuştur. Çünkü bu dünyada huzuru mutluluğu yaşamanız ve ahiret hayatında ise en zirve noktada yaşamanız içindir. Ama gelin görünki günümüz insanlara baktığımız zaman insanların %95 i huzursuz ve mutsuzdur. iç dünyasında huzursuz ve mutsuz diğer insanlarla olan ilişkilerinde huzursuz mutsuz ve kavgalıdır. Allah ile olan ilişkilerini çoktan sıfırlamış durumdaki insanlar şeytanın negatif tesiri ile bir dünyanın peşine takılmış hırs afetinin kurbanı olmuş ve ne yazık ki neden huzursuz ve mutsuz olduğunun farkında değil. Sebebini de bilemiyor işte 14 asır evvel karanlığın üzerine doğan hidayet güneşi Peygamber Efendimiz (sav), insanlığı mutlu kılacak huzurlu kılacak bu dünyada kendisine sonsuz cennet standartlarına ulaştıracak olan mesajı yani hidayeti getirmesiyle bütün sahabe için kurtuluş olmuştur. Hidayet Allahtan size huzur ve mutluluğa ulaşması için yeter ve kâfidir.

Günümüzde hidayet ne kadarda kapalı bir kavram babında doğru yol olarak ifade edilse de o insanı şerefli kılan yeryüzünün halifesi kılmasına sebep olan ve Allahın en çok sevmesine sebep olan yegâne şey, Allah’ın sizlere üfürdüğü ruhtur. Bütün mutluluk ve huzuru sadece ruha bağlamıştır. tek bir dilekle size her şeyi vermeye hazır. O dilek Allah’ı dilemeniz ona ulaşmayı, ona dost olmayı, onunla sırdaş olmamızı istiyor. Yunus Emre’nin bir şiirinde söyle söylüyor.

Dervişlik bir tek dilektir
Bilene düğün dernektir.


Öyleyse bu dilek öncelikler insanın temel hedefi olmalı ve kâinatı insanın emrine veren Allah’ı çok sevmeli bu sevgisini ise Allahın dilemesi ona bu dünya hayatında kavuşmayı arzulaması onun dostu olmayı istemesi insanın huzura ve mutluluğa ulaşmasına yetecektir. Allahû Tealâ bu dileği kalpte görür görmez sizi dostu olarak görecektir. Bir söz vardır ya “Allah’ı bulan ne yi kaybetmiş ki, Allah’ı kaybeden neyi bulmuş ki”

Allah dostu Mevlana’nın babası bahaddin veled sultanül ülema lakabıyla anılan bu Allah dostu, Moğol istilası sebebiyle doğduğu şehri terk ediyor ve yollara koyuluyor. Bağdat yakınlarında yolları kesildiğinde askerler diyorlarki “nerden geliyorsunuz ve nereye gidiyorsunuz” işte bu sual hepinize sorulması gereken sual ve cevabını da aynen onun verdiği şekilde cevaplandırmanız lazım. sultanül ulema lakabıyla anılan Allah dostu şöyle söylüyor: “Allah’tan geldik ve Allah’a gidiyoruz. Ve Allah’tan başkada yolumuzu kesebilecek kimsede yok” demiştir.

Öyleyse fizik bedenimiz topraktan yaratılmıştır Sadece fizik bedenden ibaret değilsiniz aynı zamanda birde berzah âlemine ait olan nefsiniz vardır. İşte insanı en üstün kılan üçüncü bedeniniz ise Allah’tan size üfürülen ruhunuzdur. İşte sultanül ulema lakabıyla anılan bahaddin veled “Allah’tan geldik ve Allah’a gidiyoruz” diyor. Kadın erkek herkezde Allah’tan üfürülen bir ruh vardır. Bu ruh sebebiyle Allahtan geldik ve de Allah’a gidiyoruz. Belki bunu birçoğunuz farkında değildiniz. Allah’tan gelen sadece ruhtur. Geri Allah’a dönecek olan bizde ki bir emanettir. Bu sebeple Allah’a gidiyoruz. Gönül dostu Mevlana bir dörtlüğünde şöyle söylüyor

Bir can var canında, o canı ara
Gizlenmiş mücevher beden dağında ara
Ey dostum bütün gücünle ara
Dışarda değil cevher, kendi içinde ara!


Öyleyse sevgili kardeşlerim, Hidayet nedir o zaman? Hidayet Allah’ın bize üfürdüğü ruh emanetin farkına varıp, bu ruhun dünya hayatında Allah’a ulaşmasına inanmak, Allah’a dost olmayı dilemek, bunun üzerimize farz olduğuna inanmak ve emaneti bir tek dilekle sahibine ulaştırmaktır. İşte, bu dileğin sahibi olursanız, Allah size her şeyi vermeye hazır. bunu sizi dileyeceksiniz ama, sizi kendisine ulaştıracak olan siz değilsiniz Allah’tır.

Başlangıç noktasında bütün insanları kadın erkek anneden doğar doğmaz nefsi emmarenin standartları içerisinde hayata başlarlar ve şeytan devamlı olarak nefsimize tesir ediyor. Bu nefsin manevi kalbinde afetler söz konusudur. şeytan onlara nasıl tesir ediyor. Sizlere ifade etmek istiyorum nefsinizin manevi kalbinde cehalet, cimrilik, dedikodu, fitne ve fesat, haset, hırs, isyan, kötü alışkanlıklar, kin ve nefret, kibir, küfür, mürailik, nankörlük, öfke ve gayz, sabırsızlık, vefasızlık, yalan, zan ve zülüm olmak üzere 19 tane hastalık vardır. Ve şeytan bu 19 tane hastalığı tek tek kullanıyor. Bu afetlerle fizik bedenimizin kumandanı aklı kullanıyor. Aklı ikna ediyor ve hangi olayda şeytan aklınızı ikna ederse, siz şer işlersiniz. Kendinize zulm edersiniz. Aynı zamanda etrafınızda kim varsa onlara zulm etmeye başlarsınız. Yani, şeytana uyduğunuz her noktada iç dünyanızda nefs ve ruhun kavgası vardır. Ruh ise devamlı güzellikleri telkin eder Dış dünyanızda ise diğer insanlarla olan ilişkilerinde hep kavga halindesiniz bir hatırlayın bakalım rabbimiz sizi hangi amaçla bu dünyaya getirdi sadece mutlu olmanız için. kavganın olduğu yerde mutluluktan bahsedilebilir mi? kavganın olduğu yerde hep huzursuzluk vardır hep mutsuzluk vardır hep kaos vardır.

Öyleyse mutsuz olduğunuz her noktada arka planda görmediğiniz düşmanınız olan şeytan vardır. Allahû Tealâ hayat kitabımız olan kuranı keriminde araf suresinin 27. ayeti kerimesinde “Muhakkak ki; o (iblis) ve onun kabilesi (topluluğu), sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler.” öyleyse hepinizin etrafınızda yanı başınızda görmediğiniz birçok şeytan vardır. Devamlı tetikteler su uyur düşman uyumaz misalidir onun gayesi aklınızı ikna edip şer istikametinde sizi kullanmak ve sizi mutsuz ve huzursuz kılmak bu dünyada mutsuz ve huzursuz bir insan olarak ahirete onunla birlikte intikal etmeniz onunla birlikte cehenneme gitmeniz.
Muradı ilahi nedir. Allah’ın muradı sizin mutsuzluğunuz değil o hem bu dünyada mutlu olmanızı istiyor. Hem de ahrette cennete gitmenizi istiyor sizi mutluluğu ve huzura ulaştırmak istiyor. Bu ise tek bir şarta bağlamış “benim dostum olmayı dileyin.” Diyor. “Eğer bunu dilerseniz ben sizi o şeytanlardan korur, sizi dostum yaparım” garantisini veriyor.

Sevgili kardeşlerim hepinizin Allahın dostları olmanız dileklerimizle Allahın rahmeti fazlı ve bereketi hepinizin üzerine olsun inşallah. Yazımızın bir sonraki bölümünde tekrar görüşmemiz dileğiyle
ALLAH RAZI OLSUN
Tolga Yıldıran

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder